2015 yılında yapılan bir konuşmanın, 2022’de sosyal medyada paylaşımı sonrası 2023 yılında yeniden tartışmaya devam ediyoruz. ‘Seküler Hilafet’ diye bir kavramın varlığından habersiz olanlar varsa buyurun yorumları derledik.
Açıklamadan önce açıklamayı kimi yaptığına bakalım. 2015 yılında yani bu konuşmayı yaptığı dönemde, İstanbul Aydın Üniversitesi Garbiyat Batı Araştırmaları Merkezi Müdürü olan Selin Şenocak, bir akademisyen. Ancak bir soyadı daha var. Merhum gazeteci-yazar Aytunç Altındal’ın da eşiydi.
Şenocak’ın CV’sine bakıldığında o kadar çok uluslararası kurumu bir arada görmediğinizi fark ediyorsunuz. 2015 yıllarında ‘UNESCO Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı’ ve 2017 döneminde ‘AB Komisyonu EL-CSID projesi Müslüman ülkelerle diplomatik ilişkilerden sorumlu yetkilisi’ olan unvanlar ilgi çekiyor.
Son olarak 2020 yılında pandemi sürecine yönelik açıklamalarda, Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler Diyalogu Araştırma Enstitüsü Akademik Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi’ ve profesör olarak görülüyor.
Yeniden gündeme gelen açıklama, “Hilafet Kurumu yeniden düşünülüp seküler bir şekilde uygulamaya konulmalıdır” ifadeleriyle dikkat çekiyor.
Şenocak, hilafetin yeniden gündeme gelmesini ve Türkiye’nin tüm İslam devletlerinin başına geçmesi gerektiğini söylerken, “Hilafet yeniden gündeme gelmelidir. Bu Türkiye’nin önderliğinde yapılmalıdır’ demişti.
‘İttihadı İslam Teşkilatı çerçevesinde Müslüman ülkelerin bir araya geldiği yani Müslüman ülkelerinin işbirliği içerisinde kendilerine karşı yöneltilen tehditlere karşı haklarının korunduğu, içerideki çarpık yapılaşmayı düzene sokacak bir teşkilat lazım’ diyen akademisyen, Bunun başında Türkiye’nin olması gerektiğini, Müslüman ülkelerin birlik olamadıklarından dolayı siyasi açıdan zor duruma düştüklerini belirtmişti.
Son olarak da ‘Müslümanlar mağdurken ve Müslümanlara karşı bu kadar çok katliam yapılırken biz dünya basınında suçlu duruma düşüyoruz’ ifadelerini kullanmıştı.
2015 yılındaki konuşmayı burada izleyebilirsiniz.
2023 yılında yeniden gündeme gelen konuşmaya, yeniden tepkiler geldiği görüldü.
“Seküler hilafet” kavramı özel olarak ilgi çekerken,
Konunun özündeki tezatlık sorgulandı.
Halifelikten gelen hilafetin,
“Dinden bağımsız” anlamına gelen sekülerlikle nasıl bağdaştırılacağı
Ayrı merak konusu oldu.
Sizin bu konuda düşünceleriniz neler?
Konunun yeniden gündeme gelmesi hakkında görüşlerinizi yorumlara bekliyoruz.
